“12 Mart: Hem zaferin hem de darbenin tarihi”
Demokrat Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, 12 Mart’ın Türk milletinin hem en parlak hem de en karanlık günlerinden biri olduğunu belirtti. “Bu tarih, hem İstiklal Marşı’nın kabulü hem de 1971 muhtırasıyla demokrasimizin raydan çıkarıldığı gün olarak hafızalarımızda yer alıyor.” dedi.
Altıntaş, “Adalet Partisi Hükûmeti’ni bir muhtırayla deviren cunta, Türkiye’nin ekonomik ve demokratik gelişimini sekteye uğrattı. O dönem Türk devleti, demokrasiyi sağlıklı şekilde işletemediği için siyasi ve ekonomik istikrarsızlık içine sürüklendi.” ifadelerini kullandı.
“1970’lerde Türkiye üretime ve kalkınmaya odaklanmıştı”
Altıntaş, 1970 yılı bütçesinin Türkiye’nin en büyük sanayi projelerini hayata geçirdiğini belirterek, “Keban Barajı, Seydişehir Alüminyum Tesisleri, İskenderun Demir Çelik, Boğaz Köprüsü, Aliağa Rafinerisi gibi dev projeler o dönemde yapıldı. Oysa bugünün Türkiye’sinde ekonomik istikrarsızlık, vergi adaletsizliği ve üretimsizlik hâkim.” dedi.
“Vergi adaletsizliği büyüyor, ekonomi düzelmiyor”
Altıntaş, bugünkü ekonomik durumu değerlendirirken, “1970 yılında Türkiye, millî gelirinin %16’sını doğrudan gelir ve kurumlar vergisiyle topluyordu. Bugün ise halktan alınan dolaylı vergilerin oranı %50’yi aştı. Devlet, vatandaşla barışık olursa ekonomi düzelir. Ama bugün vatandaş vergi verirken baskı hissediyor.” diyerek hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi.
“Türkiye’nin demokrasisi güçlendirilmezse yeniden savrulur”
Altıntaş, Türkiye’nin ekonomik ve demokratik istikrarı sağlamak için kuvvetler ayrılığı ilkesine tam anlamıyla bağlı kalması gerektiğini belirtti. “Parlamento olarak görevimiz, demokrasiyi kusursuz ve kesintisiz hale getirmektir. Sandık meşruiyetini esas alırken, kuvvetler ayrılığını da temel prensip kabul etmezsek, Türkiye bir kez daha krizlere sürüklenir.” dedi.
“Üretim ve adalet olmadan kalkınma olmaz”
Altıntaş, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal refah seviyesini yükseltmek için demokrasi, üretim ve adaletin birlikte inşa edilmesi gerektiğini belirterek, “Bilim, teknoloji ve üretim ancak adalet ve demokrasiyle gelişebilir. Aksi takdirde Türkiye, fakirliğin, fukaralığın ve cehaletin pençesinde kıvranmaya devam eder.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Kaynak: CUMHA – CUMHUR HABER AJANSI